Cennet
Öncelikle tevratta bahsedilen cennete bakalım:
“Ve tanrı doğuda, Aden’de bir bahçe yaptı; ve yarattığı Adem’i oraya koydu. Ve RAB Tanrı, gürünüşü güzel ve yenilmesi iyi olan her ağacı, ve bahçenin ortasında hayat ağacını, ve iyilik ve kötülüğü bilme ağacını yerden bitirdi. Ve bahçeyi sulamak için Aden’den bir ırmak çıktı; ve oradan bölündü ve dört kol oldu.
Birinin adı Pişon’dur; kendisinde altın olan bütün Havila diyarını kuşatır; ve bu diyarın altını iyidir; orada ak günnük ve akik taşı vardır; Ve ikinci ırmağın adı Gihon’dur; bütün Kuş ilini kuşatan odur. Ve üçüncü ırmağın adı Dicle’dir; Aşur’un önünden akan odur. Ve dördüncü ırmak Fırat’tır.” (Tekvin 2:8-14) Sözü edilen ırmaklardan Fırat ve Dicle’yi biliniyor. Bu ifadeye göre diğer iki ırmağın, Pişon ve Gihon’un adları yabancı olsa da, Aden’deki “cennet bahçesi”nin soyut ya da hayali bir ülke olmayıp, dünya üzerindeki bir coğrafi bölge oluşu kesindir. Buna göre Gihon'un Nil, Pişon’un da İndüs olabileceği sonucuna varılabilir.

Tevratta bahsedilen cennet aden bahçesidir ki bu bahçeye uyan tek yer Diyarbakırdır.Tevratın sunduğu cennet olan Aden bahçesi diyarbakırda dır.
Kuran ise aden bahçesini cennet için ölümden sonraya uyarlamıştır ve adını da Adn cenneti olarak değiştirmiştir.Adn cennetinden 35. sure 33. ayette, 20. sure 76. ayette, 9. sure 72. ayette bahsedilmektesir kuranda.

Kısaca cennet dediğimiz yer Diyarbakırın kendisidir.Cennete gitmek isteyenin ölmesine gerek yok, Diyarbakıra gitsin yeter.

© Copyright 2012 Mehmet Demirel ©
 
Son bir hafta içinde 4410 ziyaretçi (7588 klik) ziyaret etti.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol